Hazır evde yapacak bir şey yokken gidip bira alayım dedim. Her zaman biramı ve çerezimi aldığım nezih bir müessese olan mahallemizin marketine gidiyordum ki uzaktan ışıklarının kapalı olduğunu görüp ‘bu saatte dükkân mı kapanır’ dedim. Allahtan tekel bayii bol bizim mahallede. Az daha yürüyüp ilerdeki tekel bayilerin birinden almaya karar verdim.
Halı sahalar çoktur bizim mahallede.. Tam bir halı sahanın yanından geçerken, halı sahanın tribünlerinde sızmış bir adam gördüm. Niyeyse birden geleceğim geldi aklıma. Adama acıdım. Ne de olsa üç gündür ben de tek başıma oturuyorum evde. İnternetim bile çalışmıyordu doğru düzgün. Yastıklarla, duvarlarla sohbet etmekten sıkıldım. Bi an adamı eve alma fikri geldi aklıma. Adama: ‘dayı iyi misin’ dedim. Adam kaldırdı kafayı , tipime baktı, sonra vurdu tekrar kafayı o sert oturaklara. Adamın yanına gidip sarılasım geldi bi an. Belli adam yalnız benim gibi. Gözlerinden o derece yalnızlık akıyor..
Adama bi kere daha ‘dayı iyi misin gel bize gidelim film falan izleriz’ dedikten sonra ayağa kalkıp yanıma geldi. Birden hüngür hüngür ağlamaya başladı. Çocuk gibi sarıldı bana. Birkaç dakika sonra fark ettim ki ikimiz de birbirimize sarılıp ağlıyoruz. Ne zamandır da ağlayamıyordum. İyi de geldi hani.
İşte o an kafayı kaldırdım halı sahaya baktım. Sahada şişman ve kel adamların çoğunluğu gözüme ilişti. Zaten iki tip halı saha oyuncusu vardır. Biri şişman teknik adamlar diğeri kel teknik adamlar. Eğer hem kel hem şişman olursa o adamın sergen yalçın’dan, maradona’dan hiçbir farkı yoktur.
Onlar da durdurmuşlar oyunu bakıyorlar bize. Bir şeyler hissettim. Kafamı hafifçe çevirdim ki ne göreyim. Yan tarafta maç izleyen iki herif sarılmış ağlıyor bana.
Çok geçmeden halı sahadan top oynayan teknik ağabeylerde gelip sarılmaya başladılar bana.
Yüzlerce insan deli gibi birbirine sarılıp ağlamaya başladı. Yakından geçen herkes çekime kapılıyor ve birilerine sarılıp ağlamaya başlıyordu.
Sabah ezanına doğru yarı çapı 10 metreye yaklaşan bir çember oluştu. Bense dairenin merkezinde mal gibi duruyordum. Ağlayasım da geçmişti artık. Çişim de gelmişti. Meğersem ne çok derdi varmış bizim milletin. Hepsi de içine atıyormuş.
Tam ‘yeter artık kalkıyorum’ ‘bi siktirin gidin işiniz gücünüz mü yok amına koduklarım’ dicem bir şey beni durduruyo. Yerime geçip tekrar ağlıyorum.
Günler aylar geçti. Hepimiz ağladık. Bu ağlama çemberi şehirden şehre- ülkeden ülkeye yayılıyordu. Uzaydan bile görülebilecek kocaman bir çember olmuştu yeryüzünde. Daha iyi anlıyordum Yahudileri.
göz yaşı dökerken o kadar mutlu oldu ki herkes. o kadar güzeldi ki her şey. Bu güzellik sakallı-bıyıklı piç halı saha sahibi gelip ‘ya gidin başka yerde ağlayın’ diyene kadar sürdü. Birden herkes ağlamayı kesti. Ülkelerdeki şehirlerdeki herkes koptu gene birbirinden. Herkes döndü işine gücüne.
Meydan Okuma -2
1 yıl önce